97. Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: “Nerde idiniz?” Onlar: “Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz’aflar) idik.” derler. (Melekler de:) “Hicret etmeniz için Allah’ın arzı geniş değil miydi?” derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o? 98. Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan müstaz’af […]
Kant, kendinde ilkeyi benimsediğimizde, ahlaki normu kendimizde gerçekleştirebileceğimizi, genel olarak insanlığın yararına seçimde ve eylemde bulunabileceğimizi düşünüyordu. Ancak Kant, insanların yine de kendinde iyi eylemi seçmeyeceklerini biliyordu. Geriye Tanrı’nın inayetinin ortaya çıkmasını beklemekten çıkar yol yoktu. Kant’a göre Tanrı tabii afetlerle insanı terbiye eder. Kant’ın bu fikrini tabiat […]
A. Günah nedir? Depremden birkaç gün sonra Fatih İETT durağında şu kağıdın asıldığını gördüm: “Depremler yüce Allah’ın uyarıları değil midir? Bunun sonucu bizim günahlarımızdır. Allah’ın cezası gelmeden bir an önce tövbe edelim!” Şimdi bu uyarı veya davetin kritiğini yapmaya çalışalım: Bu önerme şu öncüllere dayanmaktadır: 1. Yaygın […]
A.Kader: Yaygın dil örfünde kader, önceden takdir edilmiş bir olayın zamanı gelince ve tam yerinde vuku bulmasıdır. Bazan kader yerine “kaza” da kullanılır. Daha şiirsel ifadesiyle buna “alın yazısı” denir. “Felek, şans, talih” gibi kelimeler de kader inancını destekler. Başımıza gelen bir felaket, aynı kökten türediği “felek”le, gök […]