Vahiy ve ilham, peygamber ve şair Süruş’un üzerinde durmamız gereken “Kelam-ı Muhammed” tezi dört ana noktada toplanmaktadır: 1) Peygamber şair gibi ilham alır. Bir şair gibi aldığı ilhamı kendi bilgi ve kavrayış/anlayış kapasitesi çerçevesinde yeniden aktarır. Ancak bu iddiayı öne sürerken peygamberin şairden daha üst bir mertebede olduğunu […]
10 Mart Sen bu sabah geldin martın onunda ne için geldin, unuttun mu bir şey için geldin geldiğin gibi gideceksin sonunda (10 Mart 1951’den 10 Mart 2019’a)
“Dini bilginin evrimi” Abdülkerim Süruş’un üç halden geçip “Nebevi rüya aşaması”na geldiğini söylemek mümkün. Bunlardan ilk hali “Dini bilginin evrimi”, ikinci hali “Kelam-ı Muhammed”, üçüncü hali Kur’an vahyini rüya ta’birine indirgeyen “Nebevi rüya” teorisi. Devrimden önce ve 1980’lerin ortalarına kadar entelektüel donanımı ve akademik formasyonuyla ahlaki, sosyal ve […]
Giriş Bugün İran İslam Cumhuriyeti dışında yaşamak zorunda kalan Abdülkerim Süruş zamanımızın önemli mütefekkirlerinden biridir. 1970’li yıllarda İran’da fikri önderlik yapan İslamcı entelektüeller arasında yer almıştı. Devrimden sonra İmam Humeyni, hem kültür devrimini şekillendirmek hem de üniversite müfredatını gözden geçirmek üzere onu İngiltere’den davet etmiş, o da görevi […]
Mu’cizu’l Kelam Büyük İslam bilgini Hasan el Basri, “Kur’an’ın Allah’tan insana gelen bir risale (mektup) olduğunu” söyler. Allah insanla aracılar vasıtasıyla konuşur. Cebrail aleyhisselamın Levh-i mahfuzdan alıp Hz. Peygamber (s.a.)’in kalbine ilka ettiği ve Hz. Peygamber’in kendisine ilka edildiği gibi lafızla bize tebliğ ettiği vahiy Kur’an’dır. Kur’an […]